“Dostoyevski ölmeden önce, bir insan ve yazar olarak en büyük hayalinin her zaman insanlığa, gerek Rusya’daki gerek tüm dünyadaki ezilenlere ve yoksullara, ‘insanlığın onda dokuzuna’ yardım etmek, insanlığa saygınlığını kazandırmak, aydınlığın ve düşüncenin krallığına giden yolu fethetmek olduğunu yazmıştır. On dokuzuncu yüzyıl edebiyatındaki gerçekçi eserler arasında, Suç ve Ceza gibi kitlelerin yoksulluk, sosyal eşitsizlik ve baskıdan kaynaklanan acılarını böylesine korkusuzca, Shakespeare gibi bir ustalıkla resmeden başka bir çalışma daha yoktur. Ancak Dostoyevski’nin romanı sadece sürükleyici bir trajediyle harmanlanmış yoksulluk ve sosyal eşitsizlik resminden ibaret değildir. Aynı zamanda insanlığın vicdanına ve aklına da seslenir...”