Bu çağrıyı bir kez daha reddetmek, Bülent’in Fazıla’yı bir militan olarak değil de bir kadın gibi gördüğünü ortaya koyacağı için, Bülent daha fazla direnemeyerek elinde battaniyesiyle gelip yatağının bi ucuna yattı. Battaniyeyi de yatağın üstüne serdiler. İkisi de aynı isteği paylaşıyorlardı aslında ama hem birbirlerinden hem de kendilerinden korktukları için, işi uzatıyorlar, kaçınılmaz sona ulaştıklarında kendilerini suçlu bulmamak için bahanelerini hazırlıyorlardı. İkisi de yatağın iki ucunda hiç kımıldamadan yatıyorlardı. Yatağın ortası eskilikten çukurlaştığından, ortaya devrilmemek için kendilerini sürekli denetliyorlardı. Fazıla’nın huzursuzluğu sürüyor, ayakları birbirine sürtmek istiyor ama kıpırdayamıyordu İçindeki sıkışmaya daha fazla dayanamadı, ayaklarını birbirine sürtmeye başladı. İkisi de sık sık derin soluk alıyorlar, kıpırdamamak için büyük bir güç harcıyorlardı. Fazıla, yatağın öbür ucunda yatan erkeğin bedeninden çıkan sıcaklığı hissediyor, elleri bu sıcaklığa dokunmak istiyordu. O anda, gerçekten tek isteği o etin sıcaklığına dokunmaktı, o sıcaklığa dokunduğu anda ferahlayacağını, rahatça uyuyabileceğini sanıyordu, Yatağın ortasına doğru yavaşça kaydı.