Sidney Whitman ismi Türk okuru tarafından pek iyi -hatta hiç- bilinmese de, bu İngiliz gazetecisi, zor bir dönemde imkansız bir işi başarmış, bir başka deyişle haksız yere kötülenmiş ve iftiraya uğramış Türk’ün gerçek yüzünü İngiliz ve Amerikan kamuoyuna göstermeye muvaffak olmuştur. Dönemin en yüksek tirajlı Amerikan gazetesi olan New York Herald, Türkiye’de olup biten hadiseler hakkında Türk tarafının görüşlerini aktarmaya karar verdiğinde, olayların derinliklerine inmesini bilen ve karakter sahibi genç bir gazeteciyi İstanbul’a göndermeye karar vermişti.
Bu gazeteci Whitman olacaktı. 1896 yılındaki İstanbul ziyaretiyle başlayan Türkiye gezileri -muhtelif aralıklarla- tam on dört yıl boyunca devam edecek, kendisi de bu zaman zarfında Herald ve Harper’s başta olmak üzere itibarlı yayın organlarında ülkemizdeki aktüel hadiselere ait gerçekleri ortaya koyan makaleler kaleme alacaktı. Whitman bu dönemde İstanbul’daki büyük Ermeni ayaklanmasına şahit olmuştur. Sultan Abdülhamid’in güvenini kazanan nadir gazetecilerden biri olarak Yıldız Sarayı’nın mutad konukları arasına girmiştir.
Sultan ile samimi ilişkileri sebebiyle, yanlış anlaşılmak kaygısıyla, ancak 1914 yılında, Abdülhamid’in tahttan indirilmesinden sonra neşrettiği ve Türk’ün adına bir tür müdafaaname niteliği taşıyan hatıraları, sabık Sultan’ın sağlığında yayınlanan ve düşüşünün ardından kendisini kötülemeyen belki de yegane eser niteliğindedir.