Osmanlı tarihinde "Sultan Bayezid Han-ı Sani" olarak da bilinen II. Bayezid imparatorluğun parlak hükümdarlarından biri olarak kabul edilmez. Bayezid'in 1481'den 1512'ye kadar süren saltanatı zaferlerle süslenmiş olsaydı bile, babası, Konstantinopolis fatihi Sultan Mehmed Han'ın gölgesi altında kalmaktan kurtulamazdı. Üstelik halefi Yavuz Sultan Selim Suriye'yi, Kutsal Toprakları ve Mısır'ı fethetmiş; onun oğlu Muhteşem Süleyman da Rodos ve Belgrad'ı almış ve Viyana'yı kuşatmıştı. Ama imparatorluk onun saltanatı sırasında az büyümüş olsa da, son derece değerli mevziler kazandı. Osmanlılar, Yunanistan ve Arnavutluk'taki sahil kentlerinin alınması sayesinde sadece Balkan Yarımadası'na değil, bütün doğu Akdeniz'e ve buradaki ticarete de hâkim oldu. Osmanlı donanması daha önce görülmemiş bir büyüklük ve etkinliğe kavuştu. Zamanın deniz imparatorluğu Venedik'i mağlup eden yeni bir deniz gücüydü bu. Saltanatı sırasında neredeyse bütün bilinen dünyayla süren ticari ilişkiler öylesine ilerletilmişti ki, Sultan Bayezid Han çağının en zengin hükümdarı haline gelmiş, babasının zekice yarattığı imparatorluk dünyanın büyük güçleri arasına sağlam biçimde yerleşmişti. İç savaşı, Şah İsmail'in yarattığı tehdidi, imparatorluğa karşı birçok isyanı, depremleri ve veba salgınlarını atlatan Bayezid, II. Murad ve II. Mehmed'in attığı temeller üzerinde sağlam bir yapının iskeletini kuran padişah oldu.