Sürdürülebilir Yaşam Alanları, İnsan Odaklı Kentler kitabı bugünkü tercihlerimizin 2050 yılını nasıl şekillendirdiğine dair fikirler sunuyor. BM Nüfus Bölümü tahminlerine göre; 2050 yılına kadar dünya nüfusunun 9,8 milyar olması ve küresel boyutta kaynak kullanımının üç kat artması bekleniyor. Dünya gelecekte yaşanabilir bir yer olmayabilir.
Küresel Ayak İzi Ağı’na göreyse bugün gerekli adımlar atıldığı takdirde kaynak kullanımını 2050’de biraz olsun azaltabiliriz. Her şeye rağmen gelecekten umudumuz var. Aynı gezegende yaşamaya devam edebiliriz.
Geleceğe yönelik atılacak adımlardan birisi ise barınma ihtiyacımızla ilgili. Dünya nüfusu kentlerde yoğunlaşıyor, 2050 yılında yüzde 66’mız kentlerde yaşayacak. Gelecek için günümüzün gayrimenkul projelerine, yaşam alanlarına ve kentlerine farklı gözlerle bakmayı, örnek uygulamaları paylaşmayı ve çözüm önerileri sunmayı hedeflediğimiz bu kitapta doğal sermaye, yenilenebilir enerji, enerji etkin ve akıllı binalar, sürdürülebilir gayrimenkul geliştirme, kentsel dönüşüm, döngüsel ekonomi, sıfır atık, tek sağlık, kısa mesafeler şehri yaklaşım ve konuları ayrıntılı şekilde ele alınıyor.
Okurların Antalya’nın 2465 metre rakımlı Bakırtepe’sine, Cerdà’nin şehir planının uygulandığı yirminci yüzyılın başındaki Barselona’ya ve Gaudi’nin UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne giren projelerine, İngiltere’deki ilk sıfır enerji gayrimenkul geliştirme projesi olan Londra’daki BedZED Sıfır Enerji Evleri’ne, Avrupa’nın sosyal ve sürdürülebilirlik kriterleri en yüksek ve en büyük yerleşim yeri olması hedeflenen Kronsberg’e, Gaziantep’deki Ekolojik Kent Projesi’ne, Almanya’nın ekolojik başkenti Freiburg’daki kentsel dönüşüm bölgesine ve artı enerji konut ve iş merkezi projesine, Stockholm’ün Hammarby Sjöstad bölgesindeki döngüsel ekonomi modeline uygun kentsel dönüşüm ve sıfır atık uygulamalarına, Hällefors Yaşlı Konutları’na doğru yolculuğa çıkarıldığı bu kitapta genelgeçer sonuçlar sunuluyor.