Kuru ve soğuk gecenin derinliklerinde, artsız arasız biçimde binlerce yıldız oluşuyor ve hemen kopan ışıl ışıl buz parçaları ayrımsanmaz bir biçimde çevrene doğru kayıyordu. Janine bu akıp giden ateşleri izlemekten kendini alamıyordu. Onlarla birlikte dönüyordu ve aynı kımıltısız ilerleme onu yavaş yavaş en derin varlığıyla birleştiriyor, varlığında soğuk ve istek şimdi birbiriyle çarpışıyordu.Altı öykü, altı aykırı varoluş, yaşadıkları dünyadan kopmuş altı kişi: Camus, Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görüldüğü yıl yayımlanan kitabında düşünce dünyasını her açısıyla temsil eden bu portreleri ustalıkla resmediyor. Sürgün ve Krallık, insanın sonu gelmeyen sürgününe, yabancılığına ve ıssızlığına dair hikâyelerle varoluşumuzun çıkmazlarına ayna tutan bir başyapıt.