Güneydoğu Anadolu’da, Dicle’yle Suriye sınırı arasında kalan yüksek kalker platosu, inişli çıkışlı tepeleri ve vadileriyle günümüzde bile, hâlâ, her yere ve herkese oldukça uzak.
Süryaniler sayıca çok azalmış olsalar da, eskilerde ulaşımı güç, dış dünyayla çoğunlukla bağlantısı kesik, dağlık Turabdin’de salt buraya özgü, buradan başka hiçbir yerde yeşermesi mümkün olmayan kültürlerini -özellikle de UNSECO’nun ‘risk altındaki diller’ arasında gösterdiği, Süryanice’nin halk dili versiyonu olan Surayt / Turoyo’yu- korumayı başarıyorlar.
Bölgeyi tam anlamıyla tanımak ve anlamak için öncelikle Süryani kültürü detaylıca incelenmelidir. Mardin ve yöresini gezmiş olanların bölgenin kadim kültürünü gerçek anlamda hissedebilmesi için çoğu kimsenin bilmediği, tanımadığı bu dünyaya adım atmaları gerekir.
Eşi benzeri zor bulunur bir çeşitliliği yansıtan bu coğrafyayı, evrensel bir mirasa sahip olmanın getirdiği sorumlulukla ele almalı ve bu kültür mozaiğinin bizden sonraki nesillere aktarımına olanak sağlamalıyız.