Günümüz Alman polisiye yazarları arasında seçkin bir yere sahip olan Mechtild Borrmann Türkçeye çevrilen ilk romanı olan Suskunluk’un arka planında Almanya’nın yakın tarihinin en karanlık sayfalarını okurların önüne seriyor.
Ölen babasının geride bıraktığı sırların peşine düşen bir oğul. İkinci Dünya Savaşının gölgesinde yaşanmış bir yasak aşk. Çözülmeye çalışılan bir cinayet… Varlıklı iş adamı Friedhelm Lubisch yaşamını yitirmiştir. Dr. Robert Lubisch babasından geri kalan belgeler arasında tanımadığı hoş bir kadının soluk fotoğrafıyla bir SS subayı kimliği bulmuştur. Kimdi bu kadın ve kime aitti bu kimlik? Babası neden bunları öldüğü güne kadar saklamıştı? Robert, ‘büyük bir hikâye’ yakaladığını düşünen ihtiraslı gazeteci Rita Albers’in yardımıyla babasının geçmişine doğru rahatsız edici bir yolculuğa çıkar. Eski defterlerin ardı ardına açılmasının önünü alamayan Robert bir noktadan sonra durmak isteyecek ama işler kontrolden çıkmış olacaktır. Lubisch ailesinin hayatında belli ki bazı şeyler sonsuza dek saklı kalmalıydı…