Yoldaş Andrey! Yoldaş Andrey'i kişisel olarak bir kez bile görmemiş olmama rağmen, bu ismi duymuştum. Bize, yeni MK görevlisi Yoldaş Andrey'in mükemmel bir örgütleyici, ajitatör ve propagandacı olduğunu, her tarafa girip çıkarak herkesle tanışmış olduğunu ve çoğu açıklığa kavuşturulmamış soruları cevaplandırdığını bildirmişlerdi...
İsset nehri barajından uzak olmayan bir yerde, refakatçim dikkatimi, sıradan görünümlü, oldukça genç bir adamın, bir delikanlının üzerine yöneltti. Genç adamın dış görünüşü, ilk bakışta göze batmıyordu: Orta boylu, ince ve dik duruşluydu. Sık, dalgalı siyah saçı, hafifçe arkaya itilmiş şapkasının altından diken gibi dışarıya çıkıyordu. Cılız bir gövdeyi, sade, siyah bir Rus mintanı sarmalıyordu. Ceket omuza atılmıştı, sakin görünümlü gövdeden delikanlı coşkunluk fışkırıyordu. Giymiş olduğu herşey eski, ama temiz ve tertipliydi.
Genel izlenim iyiydi. Ama o ne kadar da gençti! Çokça konuşulan Yoldaş Andrey bu muydu? Refakatçime soru dolu gözlerle baktım. Sessiz ve ancak farkedilebilir bir şekilde başını büktü, kolumu bıraktı, adımlarını yavaşlattı ve geri kaldı...
Konuşmamız, sanki eskiden beri ve iyi tanıyormuşuz gibi canlı ve doğal oldu. Andrey'in sesi oldukça büyüleyici; derin ve yumuşak, bas bir sesti. Bu ses, önce, onun cılız gövdesine hiç de uymuyor gözüküyordu. Ama birkaç dakika sonra izlenimin tutarsızlığı kayboldu; evet, bu insan başka türlü konuşamazdı!