Yazı lehçemizi esas alan bu el kitabı Batı Türkçesinin bir tarihi grameri olmaya yönelmemiş, bir ayarlayıcı gramer kalıbına girmekten de kaçınmıştır. Onu yine bir tasvirci gramer olarak ele almak doğru olacaktır. Şu var ki biz burada dilin donuk bir resmini vermekle de yetinmedik. Faydalı gördükçe eski ve yeni lehçelerden onun canlılığını ve gelişmelerini gösteren örnekler aldık.
Umuyoruz ki bu kitap gene de Türkçe öğretmenlerine ve okul kitabı yazanlara yardımcı olacaktır. Daha iyileri yazılana kadar da öğrenciler ve meraklı aydınlar için bir başvurma yeri sayılacaktır. Üslubundaki öğretimci ton da bu maksada bağışlanmalıdır.