Bu kitapta, Batılının biz Türkler için kullandıkları "barbar" ya da "göçebe" ifadeleri çürütülecek bilakis "göçebe" değil, göç ettikleri topraklara köklü medeniyetlerini ve kültürlerini götüren bir toplum olduğu işlenecektir.
Geçmişi araştırarark atalarımızın dünya uygarlığına kattığı birikimi bilmek, onların kendi ilini, kutsal ata vatanını, ana toprağını koruyarak sonraki kuşaklara daha gönençli ve güzel bir şekilde devretmek uğrunda verdiği kahramanlık dolu mücadelelerini öğrenmekten her toplumda bir ulusal gurur ve kıvanç doğar. Bu kıvanç insanın ruhuna güç , koluna kuvvet ve yüreğine gayret verir. Ancak bunun tersine, kendi geçmişine güvenmeyen, başarısına inanmayanlar ise karamsarlığa, ruhi zayıflığa düşüp başkalarının kulluğuna teslim olmaya uygun hale gelir. Böyle bir duruma düşmüş ulusların tarih sahnesinden ebediyen kaybolmaya mahkum olduğunu biz, hem tarih sayfalarından okuyor hem de günümüzde açıkça yaşıyoruz.
Sizin olan sizi 'Siz' yapandır! Sizin olanı tanımadan nasıl ona sahip çıkabilirisiniz?
O halde 'Biz' olmak, 'Bizim' olanı tanımak ve sonrasında korumak için bizi var eden Kadim Tarihimiz'i tanımak zorundayız.
Tarihini bil ve ona layık ol!...