Tüm toplumlarda olduğu gibi Türklerde de tıp iki şekilde gelişmiştir: Büyüsel ve ampirik. Daha önce belirttiğim gibi pragmatik yapıya sahip olduğumuz için bizde ampirik yöntemler daha çok rağbet görmüştür. Şamanizm etkisine rağmen büyüsel yöntemler doğal tedavilerin çok da önüne geçmemiştir. Bugün bile tıpla ilişkimizin diğer bilimlere göre daha fazla ve sıcak olmasının nedeni hiç olmazsa sağlık alanında büyüsel inanışlara eskiden beri uzak duruyor olmamızdır. Bunu bir hipotez olarak kabul edip karşı çıkabilirsiniz. Anadolu insanının kör inanışlara ne kadar yatkın olduğunu elbette biliyorum ama sağlık konusunda nispi bir pozitif bilime güveniş vardır. Belki bunu hayatta kalma içgüdüsüne bağlayabilirsiniz ama diğer taraftan şöyle bir gerçek vardır ki, pozitivizmin insanlarımızda ilk vücut bulduğu konu sağlıktır. En tanınmış dergah sahibi halka dinsel söylevler verirken kendini hastalandığında modern tıbba vermektedir. Sadece üst düzeyde din bezirganlığı yapanlar değil, samimi dindarlar bile sağlık konusunda birer pozitivisttir. Oysa astronomi veya biyoloji veya bir başka bilimde deney ve gözlemlere bilimsel pencereden bakmayı reddederler. Bunun nedeni sadece can korkusu değil coğrafyanın geleneğidir. Tıp bilim olarak Anadolu'da kendini hep hissettirmiştir.