Sosyolog Orhan Türkdoğan bu çalışmasıyla, bilinmeyen ve göz ardı edilen birçok gerçeğe ışık tutuyor. Uzun yıllar süren katılımcı gözlem ve görüşme teknikleri ve yerinde inceleme metoduna dayalı bir alan araştırmasının ürünü olan eser, sahasında bir ilk olma özelliğine de sahip. Yazar, Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizdeki etnik yapılaşmalarla ilgili, Zaza ve Kürtlerin dil ve kökenlerine dair kalıplaşmış söylemlerin dışına çıkarak dikkat çekici bulgulara ulaşıyor. Eser, etnik farklılıkların, milletleşme olgusu içerisinde bir bütünleşme sağlaması gerektiğini vurgularken bölgenin kalkınması yolunda neler yapılabileceğine dair öneri ve çözüm yolları da sunuyor. Türk toplumunun, günümüz dinamik yapılaşmasından biri de, gözlendiği üzere, aşiret-kabile yapılaşmaları ve bunların Zaza-Kürt biçiminde algılanmaları gerçeğidir. Bu oluşum, Parlamentoda, iletişim organları ve akademik çevrelerde her vesile ile gündeme gelmekte, tek yönlü şartlandırma ve imaj oluşturmak suretiyle, gerçekler dışlanmaktadır. Bu araştırmamız, J. J. Rousseau'nun da belirttiği gibi: 'Hepimiz, musiki notaları gibi birbirimizden farklı olsak bile, yine birbirimiz içiniz' gerçeğini bir kez daha ortaya koymaktadır.Orhan Türkdoğan Zazalar ve Kürtler, uzun yıllar süren katılımcı gözlem ve görüşme teknikleri ve yerinde inceleme metoduna dayalı bir alan araştırmasıdır. Sahasında bir ilk olma özelliğini de taşıyan bu çalışmasında Türkdoğan, günümüzde etnisiti bilincinin dinamiklik kazandığı Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizdeki etnik-kültürel yapılaşmalara ışık tutuyor. Zaza ve Kürtlerin dil ve kökenlerine dair kalıplaşmış söylemlerin dışına çıkarak dikkat çekici bir tablo oluşturuyor. Zazalar ve Kürtler olmak üzere başlıca iki sütuna dayanan bu tabloda; her iki grubun inanç sistemlerinin, Alevi ve Sünni tarzında bir ayrışıma yöneldiği görülür. Bu nedenle, yürütülecek toplumsal teşhis ve tedavi için atılacak ilk adım, bu etnik grupların kimliklerinin saptanmasıdır ve eser bu amacı gerçekleştirmeyi hedeflemektedir. Etnik farklılıkların, milletleşme olgusuna dayalı bir bütünleşme sağlaması yönünde kanalize edilmesi gerektiğini vurgulayan Türkdoğan, eserde bölgenin kalkınması ve sorunları karşısında neler yapılabileceğine dair öneri ve çözüm yolları da sunmaktadır.