Peçeneklerin Türkistan’dan başlayıp, İstanbul önlerine kadar uzanan tarihlerinde en fazla ilişki kurdukları devletler Slav/Rus Kiyev Knyazlığı ile Bizans İmparatorluğudur.
Bu iki devletle yaşanan ilişkilerden çıkan sonuç; Peçeneklerin, Ruslara en büyük idealleri olan Karadeniz’i bir Rus denizi haline getirmelerini engellemeleri, Bizans’a ise uzun süre “Bozkırla Mücadele” ederek, en amansız düşmanları olmalarıdır.
Nitekim Peçeneklerin Bizans için ifade ettiği anlamı İmparator Aleksios Komnenos’un Batılı devletlere yardım istemek üzere gönderdiği mektubu açıkça ortaya koymaktadır: “Tanrı ve bütün Hristiyan azizleri adına size, İsa’nın askerleri ya da kim olursanız olun, yalvarıyorum, benim ve Hristiyan Rumların yardımına koşunuz.
Kendimizi sizin ellerinize teslim ediyoruz. Dinsizlerin boyunduruğu altına girmektense, siz Lâtinlerin yönetimi altında olmayı tercih ediyoruz. Bırakalım İstanbul Türklere ve Peçeneklere kalacağına size kalsın daha iyi”. Tarih yazımında kuvvetli bir boy teşkilatına sahip oldukları için devlet kuramadıkları ifade edilen Peçenekler, gerçekten de bir devlet teşkilatına sahip olamamışlar mıdır? Bu tarih yazımına baktığımızda, bu yazımın onların ilişki kurdukları milletlerin yazımı olduğunu görürüz.
Aslında kaynaklarında en büyük düşmanları olmayı başaran bu güçlü boya devlet kurdurtmayarak, onları güçlü boylar birliği içerisinde göstermeyi tercih etmişlerdir. Bize göre ise Peçenekler, güçlü boy birliğinden devlete giden siyasi ve idari yapılanmayı tamamlayarak çok etkili kağanlık kurmayı başarmış bir Türk boyudur.