Dört ciltlik Cambridge Türkiye Tarihi’nin ikinci cildi, 1453’te Konstantinopolis’in fethinden 1603’te 1. Ahmed’in tahta çıkışına kadar süren dönemi ele alıyor. Osmanlı İmparatorluğu 1453’te Bizans İmparatorluğu’na son veren bir genişleme dönemine girmiş, 16. yüzyılda dünya sahnesinin başat siyasi aktörlerinden biri haline gelmişti. Akdeniz çevresinde Adriyatik Denizi’nden Fas’a, ayrıca Kafkaslar’dan Hazar Denizi’ne kadar uzanan toprakların sahibi olan Osmanlılar askeri güçlerinin doruğuna da bu dönemde erişmişlerdi. Önce birçok Osmanlı, daha da sonra tarihçiler bu dönemi devletin güçlü, sultanın kudretinin sorgulanamaz olduğu, entelektüel hayatın ve sanatın zenginleştiği bir altın çağ olarak gördüler. Alanın önde gelen tarihçilerinin yazdığı makaleler Osmanlı gücünün bu hatırı sayılır genişlemesi ile Osmanlı entelektüel ve kültürel dünyasının edebiyat, sanat ve mimari yoluyla yükselişini inceliyor. Ayrıca, özellikle dönemin sonlarına doğru, imparatorlukta iktisadi krizler, isyanlar ve bitmek bilmeyen savaşların hüküm sürdüğü yıllarda, Osmanlı devletinin yüzleşmek zorunda kaldığı zorlukları araştırıyor.