Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin toplumsal dokusunda gözardı edilemeyecek derinlikte bir tarihselliğe ve gündelik hayatın ekonomik, kültürel, dinsel ve politik yapısını belirleme potansiyel ve kabiliyetine sahip aşiret gerçekliği, genellikle ya ülkedeki güvenlik konusunun hararetle tartışıldığı ya da bölgedeki seçimleri kimin kazanacağı spekülasyonlarının yoğunlaştığı dönemlerde hem akademik camianın projektörlerinin altına hem de kamuoyunun gündemine girmektedir. Bu olgu, öne çıkarılan harlı birkaç tartışmadan sonra, üzerinde bir daha ne zaman durulacağı belirsizleşen bir mevzu karakteri göstermektedir.
Aşiret kimliği, Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğusunun hem kırsal hem de kentsel alanlarında yaşayan Kürtlerin büyük bir kısmı için birçok açıdan kültürel mezhep değerinde bir öneme sahiptir. Bu kimlik, Kürt nüfusun dinsel, etnik ve politik yaşam alanlarını belirli ölçülerde baskılayan karakterini güçlü bir şekilde sürdürmektedir. Kentte yaşayanlar da dahil olmak üzere, aşiretli olmak, Kürtler arasında hâlâ; güç, itibar ve soyluluk gibi anlamlarla yüklüdür. Kürtlerde aşiret, gündelik hayata ilişkin geleneksel norm, kolektif sorumluluklar, etno-kültürel kimlik motifleriyle bezeli bir dünyadır.
Bu çalışmanın amacı, Türkiye özelinde aşiret mevzusunu odağına alan metinler etrafında yoğunlaşan bir literatür ortaya koymaktır. Türkiye’de aşiret odaklı çalışmalara bakıldığında Martin van Bruinessen, Mehrdad Izady, Basil Nikitine gibi isimlere sıklıkla başvuru yapıldığı gözlenmektedir. Bu araştırmacıların ve metinlerinin önem ve değerini gözardı etmeksizin, Türkiye’de aşiret eksenli konuları farklı açılardan irdeleyebilecek geniş bir akademik ilginin oluştuğunu ve bunu Türkiye’de Aşiret Tartışmaları başlığı altında sunulan metinlerle de göstermek bu çalışmanın ana hedeflerinden birini oluşturmaktadır.
- Suvat Parin