Daha ilk bakışta iştah kabartan kitaplardan değil, Türkiye’de Arabesk Olayı. Konu, çok işlenmiş, tartışıla tartışıla neredeyse bıkkınlık getirmiş bir konu. Üstelik, yerel kültürle böylesine "köklü" alışveriş içinde bulunan bu konuda kalem oynatan da bir İngiliz, Martin Stokes. Ancak, deyimi mazur görün, kazın ayağı hiç de öyle değil. İbrahim Tatlıses’in İbo Şov’da büyük hizmet olarak fısıldadığı piyasa sırları, açıklamaya çalıştığı piyasa deyimleri, Stokes’un 1992’de yazdığı kitapta yerlerini çoktan almışlar bile. Türkiye’de Arabesk Olayı, piyasayı anlatan bir kitap değil, piyasayı da anlatan bir kitap. Arabeskin kültürel köklerinden müzikal köklerine, TRT’den müzik dersanelerine ve derneklere, arabesk-sinema bağlantısından gecekondulaşma olgusuna, kayıt stüdyolarından tasavvuf müziğinin Unkapanı öksesine düşmüş formlarına "olay"ı bütünüyle mercek altına yatırıyor ve Stokes’un "formasyon" avantajı sayesinde, sosyal antropolog bakışıyla müzikolog bakışını tam kavrama noktasında birleştiriyor. Evet, ilk anda iştahınızı kabartmayabilir ama Türkiye’de Arabesk Olayı’nın sayfalarında, çok az şarkının verebileceği lezzetler saklı.