Tango neden bütün dansların içinde özel bir yere sahiptir? Yoksul mahallelerden çıkıp kentin lüks salonlarına dalabildiği için mi? Bedenleri buluşturup, acıyı ve sevinci aynı ateşte eritebildiği için mi? Tango cinsellik midir, yoksa güven duygusu mu? İlgi görmek, etrafındaki kis¸ilerle iletişimde bulunmak mı? Ahşap bir zemin üzerinde tesadüfen yürürken, birkaç küçük tango adımı atma dürtüsü nereden gelir? Gardrobunuzda baskın renk olan “tango siyahı” sayesinde kendi potansiyelinizi ortaya çıkarmanın, kendinizi gerçekles¸tirmenin mutluluğu mudur bu? En yorgun, uykusuz ve bitkin halinizde bile beyninizin içinde tango yapabilmenin hafifliği mi? Bir tango süresince yaşadığınız “kaybolma ve bulunma” duygusu sayesinde artık hep tangoyla varolacağınızı bilirsiniz.
Elinizdeki kitapta Yeşim Narter bu duygunun dünyasını anlatır. Yılların deneyiminden beslenen Yeşim Narter, okurları Arjantin’den alıp Türkiye’deki tangoya kadar geniş bir alanda, ağır ve ritmik adımlarla dolaştırıyor. Tangonun bir dans ve müzik türü olmanın ötesinde, birbirimizle ve dünyayla iletişim kurmanın sanatsal bir yolu olduğunu gösteriyor. İnsanı mutlu hissettiren iki temel öğeyi, “ritim” ile “dokunuş”un mükemmel birliğini dile getiriyor. Tango, yalnızca bir dans değil fiziksel, duygusal ve ruhsal varlığımızın bütün ihtiyaçlarını karşılayabilen bir varoluş biçimidir. Kendini tanımanın ve ifade etmenin en güzel yolu.