Hemen hemen yüz yıl sonra, Buenos Aires’te doğan ve büyükbabam gibi doğum yerini terk ederek seyahat eden ben, İstanbul’a ilk kez on altı yaşımdaki oğlumla, büyükbabamın hayal gücünü böylesine esir almış şehri keşfetmek için geldim ...
Pera Palas otelinin balkonundaki ilk akşamımızda büyükbabamın ufukta bir yangın var sanmasına yol açan aynı günbatımı, onun torunu ve büyük torunu için aynı ihtişamla yanıyordu. Belki de böyle anılar bir kuşaktan diğerine bilinçsizce geçirilebiliyordur, benimle oğlumun balkondan gördüğü de, yıllar önce büyükbabamın gözlerinin önünde meydana gelen şeydi ve biz de şimdi onun yerine hatırlıyorduk.
Tanpınar hayatının belli dönemlerinde yaşadığı beş şehri yeniden ziyaret ederek Türk edebiyatının unutulmaz denemelerini kaleme almıştı. Yaklaşık
yetmiş yıl sonra bambaşka bir coğrafyadan gelen Manguel ise Tanpınar’ın yazınsal kılavuzluğunda aynı şehirlere giderek izlenimlerini, gözlemlerini,
benzersiz birikimi ve deneyimleriyle harmanlayarak okura aktarıyor.