Porfirio Díaz’a atfedilen “Zavallı Meksika, Tanrıya o kadar uzak, Birleşik Devletlere o kadar yakın!” sözü dünyanın en zor komşularından birine sahip olan bu ülkenin coğrafi konumunun karşılaşılan sorunlarla olan ilişkisine işaret etmekteydi. Peki coğrafya toplumlar açısından gerçekten bu kadar önemli midir? Meksika ve Türkiye, birbirlerinden farklı coğrafyalarda, farklı doğal kaynaklara, toprak ve nüfus bu¨yu¨klu¨ğüne sahip olmasına rağmen, bağımlı kapitalist üretim ilişkilerinin ortaya çıkışı, gelişmesi, konsolide olması ve yeniden üretilmesi süreçleri önemli ölçüde benzerlik gösteren iki ülkedir. Birbirine yakınsayan zaman-mekânsal koşullar, çevre kapitalizminin biçimini de belirleyen temel unsur olarak iki ülkedeki sosyoekonomik yapıyı da birbirine oldukça benzer kılmıştır. Bu bağlamda Ertan Erol’un elinizdeki çalışması, çevrede kapitalist mekânın oluşumunu, kendine özgü yanlarıyla tarihsel bağlamda kavramsallaştırarak, Meksika ve Türkiye’de bağımlı kapitalizmin dönüşümü ve alt-emperyalizm formunda yeniden üretimi hakkında güncel bir karşılaştırma yapmayı hedeflemektedir.