Tarihe bakış ve tarihyazımı bir daha asla eskisi gibi olmadı Annales Tarih Okulunun ortaya koyduğu yetkin eserlerin ardından. Tüm dünyada tarihçilik anlayışı sonsuza kadar değişti. Bütüncül bir tarih anlayışına sahiplerdi. Tarihsel değişmelere yol açan bütün unsurları hesaba katarak çalışmalarını yürüttüler. Geçmişi ve bugünü anlamak için, bütün insan bilimlerinin biraraya gelmesini ve diğer disiplinlerden sonuna kadar faydalanılmasını savundular. Bu amaca ulaşmak için bir yanda son derece sabır ve titizlik isteyen arşiv çalışmaları ve belgeye dayalı tez savunuları ve kanıtlar, diğer yanda tüm bunları yorumlayacak çok yönlü bir entelektüel ilgi ve derinlik…
İşte tam burada Fernand Braudel’in hayatı, tarih görüşü ve eserleri bu tarih devrimini anlamak için daha da değer kazanıyor. Tarih artık sadece bir bilim değil, bir edebî tür ve âdeta sanata dönüşüyor onun kaleminde. “Tarihin Zamanları”, “İnsan Bilimlerinin Birliği ve Çeşitliliği”, “Tarih ve Sosyoloji” ve “Tarihsel Bir İktisat için” bu kitaptaki yazılardan sadece birkaçı. Ve burada aslında Braudel, gelecek nesil tarihçiler için çok daha esaslı bir hedef gösteriyor dünü, bugünü, yarını anlamak adına… Artık herhangi bir tarihsel olay anlaşılmak isteniyorsa sadece sosyal bilimler değil, o anda mevcut tüm doğa olayları, biyolojik çeşitlilikler, virüs ve bakteri düzeyinde süreçler vb. de ele alınmak zorundadır. Braudel dünyayı âdeta tek bir canlı gibi ele alacak bir tarih anlayışından ve bu şekilde bir birliğe yönelişten bahsediyor.