Tarih Hırsızlığı, tarihyazımı aracılığıyla tarihin Batı tarafından ele geçirilişini anlatıyor. Bu "hırsızlık", geçmişin çoğu zaman Batı Avrupa ölçeğinde yaşanmış süreçlere göre kavramsallaştırılıp sunulmasını, ardından da dünyanın geri kalanına dayatılmasını ifade ediyor. Bazı tarihçilere göre Rönesans’tan, bazılarına göre ise ancak 19. yüzyıldan itibaren küresel ölçekte üstünlüğü ele geçiren Batı’nın bu öne geçişinin nedenlerinin araştırılması 19. ve 20. yüzyıl tarihyazımının tercihli konularından biri oldu. Jack Goody bu tarihyazımını, Marx, Weber, Norbert Elias, Fernand Braudel, Moses Finley ve Perry Anderson gibi kuramcılar ve tarihçiler üzerinden inceleyip eleştirel bir bakış geliştirirken, "Batı niye üstün geldi? Doğu niye geri kaldı?" sorusunu hem Avrupa-merkezci perspektifi, hem de dayandırıldığı olgusal zemindeki hatalar bakımından çok ciddi bir eleştiriye tabi tutuyor. Demokrasi, kapitalizm, bireycilik ve aşk gibi kurumların bulunuşunu sadece Batı’ya mal etmenin, diğer kültürlere yönelik bir hırsızlık olduğunu vurgulayan Goody, farklı kültürleri bir arada incelemeye olanak verecek ve modası geçmiş basit Batı/Doğu karşıtlaştırmalarının yerini alacak yeni bir karşılaştırmalı yöntem öneriyor. Jack Goody (1919), dünyanın önde gelen antropologlarından biridir. Cambridge St Jahn's Gollege'i bitirdikten sonra İngiliz ordusunda II. Dünya Savaşı'na katılan Goody, Kuzey Afrika'da savaşırken Almanlara esir düşmüş ve üç yıl boyunca esir kampında kalmıştır. Cambridge Üniversitesi'nin en parlak profesörlerinden biri olarak haklı bir ün yapan Goody, emekli olmasına rağmen bu derslerini sürdürmektedir. Ayrıca 1976'da British Academy'ye seçilen Goody, St John's College'de de akedemi üyesidir. Çok sayıda eserinden bazıları şunlardır: Death, Property and the ancestors: A Study of Myth of the Bagre (1972); The Domestication of the Savage Mind (1977; Yaban Aklın Evcilleştirilmesi, 2001); Food and Love: A Cultural History of East and West (1998); Capitalism and Modernity: the Great Debate (2004; Kapitaliz ve Modernlik, 2008)