21. Son yirmi-otuz yılda tarihin bir anlatıdan özellikle de Napolyon veya Kanuni Sultan Süleyman gibi "büyük adlara" ilişkin birtakım anlatılardan ibaret olup olmadığı çok soruldu. Jacques Rancière tarihçilerin söylemini başka açılardan mercek altına alıyor: Jules Michelet, Fernand Braudel ve Annales okulu mensupları ile E. P. Thompson gibi tarihçilerin üslup ve anlatım tekniklerini siyaset ve bilim felsefeleri açısından inceliyor; tarihçiliğin dil ve edebiyatla ilişkisini masaya yatırıyor. Rancière, yepyeni bir araştırma alanı oluşturan bu üslup incelemesine "bilgi poetikası" adını veriyor. Böylesine özgün bir düşünme, araştırma ve eleştiri sürecini temsil eden Tarihin Adları, Rancière’in en özel kitaplarından biri. Filozofun sadık takipçilerinin yanı sıra, tarihyazımı ile tarih felsefesine, sosyal bilimlerin söylem ve yöntem sorunlarına ilgi duyan okurların merakla okuyacağını tahmin ettiğimiz bir metin.