Hal Foster Tasarım ve Suç’ta mimarlık ile tasarımın, sanat ile eleştirinin çağdaş kültür içindeki yerini tartışıyor.İlk bölümde, piyasa ile kültürün giderek nasıl kaynaştığını inceliyor. Gündelik hayatın her anına sızan tasarım kültürünün, kimlikleri markalara endekslemesi üzerinde duruyor.Zamanımızın iki gözde mimarı, Frank Gehry ve Rem Koolhaas’la ilgili yazılarında, mimarlığın, gösteri dünyası ve küresel kentle arasındaki bağlantılarını çözümlüyor.İkinci bölümde, Baudelaire, Valéry gibi kimi modernlik sözcülerinin yargılarına da değinerek, modern sanat ile modern müzenin tarihsel bağını inceliyor. Sanat tarihinin ve eleştirinin, görsel iletişim kültürünün egemenliği altındaki seyrini izliyor. Modernizmin ve postmodernizmin akıbetine ilişkin sorular sorduruyor.