Bereketli bir edebiyat yaşantısına son derece başarılı eserler sığdıran ve Ermenice edebiyatın yaşayan en önemli isimlerinden biri olarak kabul edilen Rober Haddeciyan, başyapıtı olarak kabul edilen Tavan’da yatalak kalmış bir adamın dünyasına davet ediyor okuru. Hastanede tavanı izlerken girişilen hayat muhasebesinin zaman ve mekân algısını nasıl yeni baştan şekillendirdiğine şahit oluyoruz. Bu yeni kurgunun yegâne pusulasıysa iç âlem oluyor. Serbest çağrışım ve bilinç akışı tekniğine başvuran Tavan, bu özelliğiyle evrensel konusunun yanı sıra türünün çağdaş, eskimeyen bir klasiği olarak da dikkat çekiyor. Bir projektör misali kahramanın düşünce buhranlarına ışık tutan bu zemin herkesi kendi benliğiyle yüzleşmeye çağırıyor. Haddeciyan, bu romanında, sınırlı gibi görünen bir dünyanın ardında yatan uçsuz bucaksız bir âlemin kapılarını açarken, bireyin inşasını da keskin bir analize tabi tutuyor.