Devletin el altından faydalandığı bir haber alma örgütünden, kanunlarla düzenlenmiş bir Müsteşarlığa dönüşen bir Teşkilat…
Siyasi çekişmelerin ortasında kalan, esas görevinden ve kuruluş amacından uzaklaşıp, iktidar savaşının bir aparatçiği olan bir istihbarat örgütü…
Sürekli çatışmanın yaşandığı Ortadoğu coğrafyasında; büyük dış tehditlerin göbeğindeyken, neredeyse bütün enerjisini ülke içindeki siyasal hesaplaşmalara ve iktidar savaşlarına veren ve adı komplolar, suikastlerle ve de işkencelerle anılan bir kurum…
Yakalanan casuslar, işbirliği yapan ajanlar, askeri darbeleri önceden haber vermeyen Başkanlar…
1965 yılında yasal statüye kavuşsa da geçmişinden devraldığı alışkanlıkları bir türlü bırakmayan MİT’in filmlik hikayesi…
Ve AKP dönemi…
Tüm teamüller altüst edilerek Müsteşarlığa getirilen astsubaylıktan ayrılmış bir istihbaratçı…
Pek çok iktidara teklif edilmiş ama bir türlü ikna edilememiş Çözüm Süreci’ni planlarken gafil avlanan bir MİT…
Devletin hemen hemen hiçbir kurumunun haberi olmadan Oslo’da alelacele kurulan Çözüm masasının ses kayıtlarının alınmasına dahi seyirci kalan bir İstihbarat örgütü…
Başbakan’ın Bakanlarının telefonlarının dinlendiğinden, teknik takip yapıldığından habersiz bir güvenlik teşkilatı…
Ve önce istifa edip AKP’den milletvekili olmaya kalkan sonra Cumhurbaşkanı tarafından “o benim sır küpüm” denilerek geri oturtulan bir Müsteşar Hakan Fidan!
Teşkilat’ın baş döndürücü gerçek hikayesini, bir de Tuncay Özkan’ın kaleminden okuyun…