Herkesin öyküsü, kişisel tarihi farklı olsa da, sonuçta hepimiz yaşadığımız süreçte çocuktan ergene, olgun kişiye, derken bir yaşlıya dönüşüyoruz. Kadın erkek, elimizde “eski hallerimizi” taşıdığımız yıpranmış bavul, yürümeye devam ediyoruz; artık ayaklarımız bizi nereye kadar götürürse…
Benim Lokantalarım, Ölmez Ağacın Peşinde / Türkiye'de Zeytin ve Zeytinyağı, Silivrim Kaymak / Türkiye’nin Yoğurtları gibi“lezzetli” çalışmalarıyla tanınan Artun Ünsal, anılarını Tel Dolaptaki Karpuz’da bir araya getirdi.
1950’lerin Kadıköy’ünden Afganistan’ına, 60’ların Paris’inden 70’lerin Kıbrıs’ına, dost meclislerinden lezzet duraklarına, aşklardan ayrılıklara, yollara ve yolculuklara... Anadolu’nun geleneksel tatlarına dair “lezzet” kitaplarıyla tanınan Artun Ünsal, bu kez anılarıyla çıkıyor okurunun karşısına: Elinde “eski hallerinden” yıpranmış bir bavul, siyah beyaz fotoğrafların içinden bakıyor hayata; tel dolaplı bir mutfağı, limon çiçeklerinin kokusunu ya da bir gün batımını hatırlayarak...
Ünsal, Türkiye’nin yerel, kültürel değerlerinin ve ürünlerinin bilinmesi ve korunmasının günümüzün globalleşen dünyasında giderek daha da önem kazandığı inancıyla, Anadolu yolculuklarını heyecanla sürdürüyor.