Kırmızı sözcüğü renk imidir.
Papağanlar, özellikle bir yerden ayrılacakları zaman kuyruk tüylerinden en renkli olanı seçip yolduktan sonra oraya bırakırlarmış. Bu tüy kırmızı renklidir. Gün çekilirken gökyüzü kimi zaman kıpkırmızıdır. Kırmızı renkli elma albenisi en yüksek olandır. Elma yanaklı, al dudaklı nitelemesinde odaktaki sözcük kırmızıdır.
Ten kırmızısı ne ola ki? Aklınıza mutlak gelmiştir. Teni kırmızı yapan tenin içinde dolaşan kan ya da tenin kanamasıdır. Bir de beden de akan, tene bulaşmış bir kan olmadığı halde ruhun örselenmesi, incinmesiyle kırmızılaşan, kırmızı olan tendir.
Ten kırmızısı, örselenmiş ruhu incinmiş kendiliği nedeniyle kendi dar hayaline bile sığamayan insanlar için bir tanımlamadır.
Kent ailesi, hem ailenin hem bireylerinin ayrı ayrı yaşattığı çoklu kent imgelerinin harman olduğu bir derinliğe ve hareketliliğe sahiptir. Aile Ankara kentinde yaşıyorsa akşamları ailenin her bireyi ile aileye katılan ve ertesi sabah her bireyiyle yeniden kente karışan Ankaralar vardır. Her biri defalarca anlatılma değerinde olan…
Yayınevimiz, Yıldırım B. Doğan'ın Ankara Altılısı adı altındaki nehir romanlarının ikincisi olan Ten Kırmızı'nda ruhu örselenmiş, kendiliği incinmiş kentlileri ele alıyor. Anlatılan kentliler tenin kırmızılaşması tarifine uyarken Ankara kendi renginde olmayı sürdürüyor. Çünkü hep geri planda ve soluk alıp veriyor.