1991'de Sovyetler Birliği'nin yıkılması, sosyalizmin sadece reel anlamda çözülüşünü ifade etmiyordu. 'Tarihin sonu' tartışmaları kapitalizmin nihai zaferi ile beraber bir tarihin unutuluşunu, unutturuluşunu da temsil ediyordu. Bu, sosyalizmin tüm dünyada büyük zorluklarla yazılmış tarihidir. 1848 devrimlerinden Paris Komünü'ne, şanlı Ekim Devrimi'nden Vietnam'a, İkinci Paylaşım Savaşı'ndan dünya devrimcisi Che'ye kadar her şey buna dâhil edildi. Tüm bu tarih ya hiçe sayılıp gömüldü ve unutulmaya terk edildi ya da içeriği tümüyle değiştirilerek, bir akıl tutulması eşliğinde pazara sunuldu - ki bu unutturmanın başka bir türüdür.
İkinci Paylaşım Savaşı'nın, bir yandan dünyanın yeniden paylaşılması bir yandan da sosyalizmin yıkılması, bölgeye, dünyaya yayılmasının engellenmesi, Sovyetler Birliği'nin dağıtılması amacını taşıdığı biliniyor.u çıkış kolay olmamıştır elbet, tam üç yıl süren, korkunç yıkımları beraberinde getiren, Leningrad ve Stalingrad şehirleri başta olmak üzere, pek çok şehrin neredeyse haritadan silinmesine yol açan, 19 milyon Sovyet vatandaşına karşın, 1 milyon Alman'ın ölmesine neden olan bir savaş bahsettiğimiz. Bir kahramanlık öyküsü diğer taraftan; sosyalizm için savaşmış olanların kahramanlığı… Faşizmin ve kapitalizmin insanlığın ruhunu yok eden acımasızlığına karşı, insan olarak bedenlerini yok etmeyi göze alan milyonların öyküsü.
Teslim Olmayan Ölmez, böylesi bir savaşta, Leningrad şehrinde, 'sıradan' insanların hayatını anlatırken, Hava Filosu'nun destansı öyküsünü büyük bir yalınlıkla bizlere sunuyor. Kendisi de bu cephede bir pilot olarak savaşmış yazar, savaşın getirdiği yıkım, acı ve kanın karşısına, insanlığın, umudun, inancın direnişinin canlı bir portresini çiziyor.
Özellikle bölgemizde her gün daha fazla savaş çığırtkanlığının yapıldığı bir dönemde, Teslim Olmayanlar Ölmez'i yayınlarken, inkâra ve unutuşa karşı, sosyalizmin tarihini gelecek kuşaklara aktarmayı kendimize bir görev sayıyoruz.