“Yazar kurguladığı dünyanın tanrısıdır” lafı doğruysa eğer, Yazar J. R. R. Tolkien bu ulu makamı kesinlikle hak eder. Orta Dünya’yı kurgulayıp farklı halklar yerleştirmekle kalmadı, Her kavme ayrı bir lisan ve o lisana gerçek bir tarih yarattı. Dağlarını, göllerini, denizlerini, çöllerini oluşturdu, Ormanlarını ağaçlarla, yaylalarını canlılarla doldurdu. Kavimleri, geçmişleri ve efsaneleriyle birlikte halk etti, Her bedene ayrı bir ruh üfledi, her mahluğa farklı biçim verdi.
Başta Yüzüklerin Efendisi olmak üzere birçok fantastik macera romanının yazarı John Ronald Reuel Tolkien (1892-1973), aslında hayatında maceraya yer olmayan bir üniversite profesörüydü. 16 yaşındayken âşık olduğu kızla sonradan evlenip bütün ömrünü onunla geçirdi. Öğrenciliğini ve yetişkin hayatının neredeyse hepsini Oxford’da yaşadı.
Ama lise yıllarından beri Tolkien’in dile müthiş bir yatkınlığı vardı. Bu yönünü işleyen lisedeki ve üniversitedeki hocalarının da etkisiyle ilgi alanını filolojiden geçmişin kaybolmuş kavimlerine ve lisanlarına doğru genişletti. Hayatının en büyük olayı oğlunun hastalığı olabilirdi ama efsaneler diyarında nice kahramanlıkların izini süren, türlü tehlikelere göğüs geren biriydi o.
“Yaratıldığımız yasalar neyse,
Onlara göre yaratırız biz de”
diyerek yaratıcılığa ilahi bir anlam yükleyen Tolkien’in sade hayatını ve esin kaynaklarını yalın bir dille anlatan elinizdeki biyografi, Yüzüklerin Efendisi’ni doğuran kendine özgü bu dehanın geçtiği evreleri gayet güzel belgeliyor.