“Türkiye’nin son derece merkeziyetçi siyasi yapısında bir kırılma noktası olarak yerel siyasetin yükselişi de bu belediyecilik modeli ile başlayacaktır. Kentli halkın yönetime katılımı, kentsel hizmetlerin yerinden üretimi ve dağıtımı, kentli halkın ihtiyaçları ve kamu yararını esas alan öz kaynak yaratma ve bölüşümde adalet gibi unsurlar, merkezi siyasete paralel bir yerel siyasi alanın doğmasını beraberinde getirecektir... CHP içinde devletçilikten halkçılığa doğru değişen söylem ve dünyada yükselen özgürlükçü yerel siyasetin de etkisi ile CHP’li belediye başkanlarının toplumcu belediyecilik uygulamalarıyla, Türkiye’de yerel siyaset, siyasetin yapısal bir unsuru haline gelecektir.”
Hatice Kurtuluş
Yerel yönetim seçimlerinde 1973’te oyların % 37’sini, 1977’de % 41,7’sini alan, 1977’de 67 il merkezinin 42’sini kazanan CHP’nin belediye kadroları, “toplumcu belediyecilik” anlayışını geliştirmişlerdi. Bu, geniş sosyal refah uygulamalarına dayanan ve “Belediyeler demokrasinin beşiğidir” şiarıyla âdeta “yerel hükümet” olma kapasitesi geliştirmeye yönelen bir anlayıştı. Bu kitap, İstanbul’da Ahmet İsvan, Ankara’da Vedat Dalokay ve Ali Dinçer, Adana’da Ege Bağatur, İzmit’te Erol Köse, Çanakkale’de Reşat Tabak yönetimleri örneklerine bakarak, toplumcu belediyecilik deneyimini enine boyuna inceliyor.
2010’ların ikinci yarısında, CHP’li yerel yönetimler toplumcu belediyeciliği yenileyerek canlandırmaya yöneldiler. Kitapta, dönemin ağır “vesayet ve velayet” koşulları altında yürütülen bu yerel siyasetin eleştirel bir değerlendirmesi de yer alıyor.
Sezgin Sezgin ve Tuğba Canbulut’un hazırladığı derlemede ayrıca Ulaş Bayraktar, Hatice Kurtuluş, Hülya Küçük Bayraktar, İpek Sakarya’nın yazıları bulunuyor.