Feminizmin ilke ve değerleri erkeklerle yürütülecek çalışmalar için gerçekten uygulanabilir mi? Veyahut feminist ilke, değer ve deneyimler, en faydalı olacak bir biçimde, ne ölçüde ve hangi düzeyde bu çalışmalara aktarılabilir? Bunun da ötesinde böylesi bir aktarım ne kadar mümkün olabilir? Belki de doğrudan aktarım değil fakat bu ilke, değer ve deneyimlerin erkeklere yönelik çalışmalara göre uyarlanması, yeniden yorumlanması gerekir. Peki bu uyarlama ve yeniden yorumlama eşitliği sağlama ve şiddeti önleme amacına uygun olarak nasıl gerçekleştirilecektir?”
Bu kitap, toplumsal cinsiyet temelli şiddetin anlaşılması ve bununla mücadele edilmesi adına erkekler ile yürütülecek çalışmaların önemini göstermeyi hedeflemektedir. Bu alanda çalışmalar yürüten ya da bu çalışmalara katılım sağlamak isteyen sosyal çalışmacıların, araştırmacıların, akademisyenlerin, aktivistlerin, kamu kurumları ve sivil toplum örgütlerinden temsilcilerin önlerinde yer alan kapasite sorununun tespit edilip aşılması için gereken güncel bir toplumsal cinsiyet perspektifinin geliştirilmesini önermektedir. Bu amaçla, bu çalışmaların önünde engel teşkil eden kalıplaşmış toplumsal cinsiyetli iş bölümü, rol ve sorumlulukların sorgulanması ve dönüşümü adına gerçekleştirilebilecek mücadele imkânlarını tartışmaktadır. Bu kapsamda, toplumsal cinsiyet temelli şiddet, insan haklarının gerçekleştirilmesinin önünde bir engel olarak yapabilirlikler yaklaşımı çerçevesinde; kapsayıcı, eleştirel ve feminist bir sosyal adalet yaklaşımını benimseyen bir savunuculuk anlayışı doğrultusunda değerlendirilmektedir.