Halk edebiyatı ürünleri, toplumun ortak değerlerini, yaşam tarzlarını, inançlarını ve deneyimlerini yansıtan kültür mirasını nesilden nesile aktarır. Bu kitabın odağında yer alan “deniz” halk edebiyatında sıkça tercih edilen bir tema, bir motif, bir metafordur. Denizin, halk edebiyatının zengin ve çeşitli dünyasında geniş bir yelpazede izleri bulunur. Türk halkının tahayyülünde deniz, sonsuz ve sınırsızdır üstelik bilinmezliklerle, sırlar- la doludur. Aynı zamanda hayat veren ve yok edendir. Özgürlük, genişlik, derinlik, temizlik, arınma, bütünlük ve birliği simgeler. Bazen coşar ve dalgalanır bazen durulur, saklar ve korur. Denize dalanın dış dünyayla irtibatı kesilir, dışarıdaki varlıkların etkisinden bir anda kurtulur. Farklı bir ortama geçiş yaptığından hayrete düşer, hayran olur. Bir yandan denizin gizemli ortamını keşfetmek ister, bir yandan da sınırını göremediği ve kestiremediği bu ortamdan korkar. Deniz, değerli cevherlerin yatağıdır ama değerli hazinelerinin kapısını ancak derinlere inme cesaretini gösterenlere açar. Bereket ve zenginliğini yoluna baş koyanlarla paylaşır. Tehlike ve korkulara rağmen insanı dipsiz denize daldıran ise aşktır. Söz konusu aşk aşık edebiyatında beşeri bir kadınla ilişkilendirilirken, tasavvuf edebiyatında Allah’ı işaret eder. Her iki durumda da maşuku keşfetme duygusunun verdiği haz, insanın her şeyi göze almasını sağlar. Deniz metaforu işte bu çağrışım zenginliği ile Türk halk edebiyatı ürünlerinde önemli bir yer edinmiştir.
Dr. Asli BALİ