Türkiye’de çocuğun ve çocukluğun tarihsel incelemesine yönelik bir literatürün varlığı ortadadır. Bu literatüre katkı sunacakların, temel alacakları başvuru kaynakları ise eksiktir. Bu eksikliği gideren eserlerden birini ortaya çıkarmak iddiasıyla yapılmış olan bu çalışmada, çocuk koruması gibi vicdani bir görevi yüklenmiş olanları incitmemek, yapılan hizmeti küçümsememek ancak her halde doğruyu bulup çıkarmak ilkeleri rehberliğinde hareket edilmiştir.
Korunmaya muhtaç çocukları koruma sorunu, kavramları oturtulmadıkça anlaşılması ve çözümü güç olan girift bir sorundur. Bu sorunu çözenlerden olma iddiasıyla tarih sahnesine atılmış olan Çocuk Esirgeme Kurumu’nun tarihsel işlevini, mahiyeti ve statüsünü sorgulamadan anlamak da, aynı şekilde güçtür. Devletin güçsüzlüğü karşısında karmaşık bir iş ve güç birliği koordinasyonunu gerektirmiş olan erken Cumhuriyet dönemi çocuk koruma anlayışı; bu hizmetin tamamını, mali gücünü yeterliymişçesine, bir özel hukuk tüzel kişisine, yani bir derneğe bırakmış, derneğin yetersiz kalışının iyice görünür hale gelmesine rağmen, devlet kudretini bu sorunun çözümüne yöneltmekte gecikmiştir..