İttihat ve Terakki iktidarında başlayan yerli ve millî sermayedar, burjuva sınıfı oluşturma çabaları geleneksel imalathanelerde üretim yapan esnafın kooperatifleşme yoluyla bir araya gelmesi ve şirketleşmesi üzerinden planlanmıştır. Ancak tarım ve hayvancılığa dayalı bu sanayileşme ve üreticinin girişimciye dönüşme planının en önemli yanı olan finans kısmı eksik kalmıştır. Osmanlı İtibar-i Milli Bankası ile başlayan finans sorununu çözmek ve burjuva sınıfının oluşturma çabası erken Cumhuriyet döneminde Türkiye Sanayi ve Maadin Bankası ile sürdürülmüştür. Özel sermayenin gelişmesi niyetiyle başlatılan süreç, devlet tarafından işletilen veya ödenemeyen borçlar yüzünden bankaya daha doğrusu devlete devredilen iktisadi kuruluşların doğması ile sonuçlanmıştır. Türkiye Sanayi ve Maadin Bankası, bankacılık faaliyetleriyle yerli ve milli sermayedar sınıfının oluşması yolunda şirketlere yeterince destek olamamış ise de devletten devraldığı fabrikaları işleterek Kamu İktisadi Teşekküllerinin doğmasında öncü olmuştur. Bu çalışmada, Türk burjuva sınıfının oluşturulma çabasının, İsmet İnönü'nün "... Biz iktisadiyatta hakikaten mutedil devletçiyiz. Bizi bu istikamete sevk eden bu memleketin ihtiyacı ve bu milletin fıtrî temayülüdür. Memleketin ihtiyaçları için herkes ve her yer hazineden çare arar....." sözüyle başka bir yöne savrulan, hikayesi Türkiye Sanayi ve Maadin Bankası'nın tarihçesi üzerinden değerlendirilmiştir.