Türk mutfağı binlerce yıllık tarihi bir geçmişe sahip olup dünyanın en önemli mutfakları arasında yer almaktadır. Türk mutfağında taze ve doğal malzemeler kullanılmaktadır. Çorbalar, sebzeler, et, süt ürünleri, hamur işleri, tahıl, baklagiller, tatlılar, baharatlar ve doğal içecekler Türk mutfağının önemli bileşenlerindendir. Temellerini Orta Asya ve Anadolu mutfağının oluşturduğu Türk mutfağını Balkanlar, Ortadoğu ve Akdeniz mutfağı şekillendirmektedir. Tarihi geçmiş ve uluslararası etkileşimin yanı sıra Türkiye’nin coğrafi konumu, iklim yapısı, doğal kaynakların özgünlüğü ve çeşitliliği yapılan yemeklerin de çeşitliliğine ve özgünlüğüne katkıda bulunmuştur. Türkiye’de her bölgenin hatta her ilin kendine özgü yemekleri ve yemek kültürü bulunmaktadır. Bu yemek kültürünün sürdürülebilirliğinin sağlanması ve gelecek kuşaklara aktarılmasında coğrafi işaret önem arz etmektedir.
Coğrafi işaret, bölgesel ve yerel ürünün ya da üretim tekniğinin o bölge veya yöreye özgü niteliklerini ve kalitesini belirleyen bir işaretleme sistemidir. Coğrafi işaret kavramı ile anlatılmak istenen şey coğrafi yer adı barındırsın veya barındırmasın ad ve işaret varlığının bu ürünleri diğerlerinden ayırt edilebilmesi ve ürün ile köken bağlantısının sağlanmış olmasıdır. Coğrafi işaret ürünün kökeni dışında ürünün tarihi ve kültürel kimliğini de aktarmaktadır. Coğrafi işaretleme sisteminin ortaya çıkış nedeni ürünlerle ilgili haksızlık ve ihlalleri ortadan kaldırmaktır. Bu konudaki ilk yasal düzenlemelere Fransa’da, daha sonra diğer Avrupa ülkelerinde rastlanmaktadır. Türkiye’de konu ile ilk yasal düzenleme 1995 yılında başlamıştır. Söz konusu düzenlemeye göre Türk Patent ve Marka Kurumu coğrafi işaret uygulamasının yetkili kurumu olarak görevlendirilmiştir. Bu kurum gıda, tarımsal ürünler, el sanatları, sanayi, maden ve diğerleri olmak üzere 6 ana grupta coğrafi işaretleme tescili yapmaktadır.