Son 20 yıldır güvenlik olgusu devlet bürokrasisi, akademik çevreler ve özel sektörde tıpkı terör, barış ya da demokrasi gibi önemli bir kavramsal enflasyon yarattı.
Kavramın içeriği kadar aktörleri de çeşitlendi. Güvenlik alanının sınırlarını çizmek, sorunları anlamak ve çözüm bulmak oldukça zorlaştı. Güvenlik alanında gri ve karanlık bölgelerin gittikçe açık bölgeyi anlaşılmaz hale getirmesi kafa karışıklığını artırdı. Güvenlik çalışanı olmak da cesaret isteyen bir akademik uzmanlık alanı haline geldi. Etnik ayrımcılığa karşı ülke bütünlüğü ve terörle mücadeleyi savunmaya başladığınızda “güvenlikçi” zihniyete sahip olmakla suçlanabilirsiniz.
Güven ve güvensizlik arasında açık bir çizgi yoktur ve hiçbir ülke ya da kişi en iyi durumda bile aslında güvende değildir. Eğer güvenli bir ortamda olmadığımızı hissediyorsak başka hiçbir şeyin ne olduğu önemli değildir. Güvenlik olmadan demokrasi ve insan hakları da olmaz. Akademisyen Sait Yılmaz bu kitabında bütün yönleriyle uluslararası güvenliği inceliyor. Güçlü bir teorik altyapıya sahip olan kitapta uluslararası güvenlik konusunun hemen hemen bütün kavramları ve kurumları kavramsal olarak ele alınmış ve örnekleriyle açıklanmıştır. Eser, güvenlik konusunda çalışmak isteyen araştırmacılar ve meraklıları için önemli bir kaynaktır.