Üvercinka’nın aslında “Güvercin Kanadı” demek olduğunu biliyor muydunuz? Peki ya tüm dünyası kelimeler olan Cahit Sıtkı Tarancı’nın geçirdiği hastalık nedeniyle Türkçeyi unuttuğunu? Sizce Orhan Veli’nin belediyenin açtığı çukura düşüp dört gün sonra beyin kanamasından ölmesi mi yoksa Yahya Kemal’in “daha fazla reklamı olmasın” diye cenazeye katılmayışı mı daha acıklı?
Attilâ İlhan’dan Oğuz Atay’a, Cemal Süreya’dan Selim İleri’ye Türk edebiyatının usta kalemlerine dair daha önce duyulmamış hikâyeler, anılar ve anekdotlar...
Muhsin Kızılkaya, şairane anlatımıyla, ustaların alkışlar arasında sesi kısılan hikâyelerini ÜVERCİNKA’NIN KASIKLARI’nda bir araya getiriyor, okuyucuyu ülkenin bir zamanlar edebiyat kokan sokaklarında melankolik bir gezintiye çıkarıyor.