“Wolfe’tan çok şey öğrendim. Muazzam bir yazar, yazdığımız türde eserler veren sanatçılar arasında en iyilerinden. Yeni Güneş Kitabı da tüm zamanların en önemli bilimsel fantazi epiklerinden.” –George R. R. Martin
“Geçtiğimiz yüzyılın en iyi bilimkurgu romanı.” –Neil Gaiman
Nebula En İyi Roman Ödülü
Locus En İyi Fantazi Romanı Ödülü
“Kalibimizin Dişina Çikamamamiz, Hâlâ Yegâne Affedİlmez Günahimizdir.”
Bilimkurgunun Melville’i olarak bilinen Gene Wolfe, spekülatif edebiyatın sınırlarını zorlayan, fantaziden bilim ve bilimden de fantazi çıkarmayı başaran, türün her alanında eşit muazzamlıkta eserler veren ender yazarlardan biri. Wolfe’un dilin ve türün imkânlarını sonuna kadar kullandığı, bilimkurgunun Ulysess’i olarak da anılan Yeni Güneş Kitabı’nın ikinci cildi Uzlaştırıcının Pençesi de en az ilki kadar esrarengiz.
Günümüzden yüz binlerce yıl sonrası. Ancak öyle bir gelecek ki geçmişten farkı yok. Bugüne ait kültür ve olaylar artık bir anı bile değil. Gezegen, beklenmedik ve gizemli biçimlerde değişimler geçirmiş. Güneş’in ömrünün sonu gelmiş, sönmekte.
İşkenceci Severian’ın, sürgün edildiği Thrax şehrine yolculuğu devam ediyor. Severian’ın yanında, kadim bir nesne de var artık. Kimi zaman iyileştiren, kimi zaman sadece cılız bir ışık yayan Pençe.
Severian kılıcı Terminus Est kadar keskin bir çizginin üzerinde kaderini anlamaya çalışırken, sadakatini isteyen kuvvetlerin arasından is karası peleriniyle geçip gidecek. Önüne maymunsu canlılar çıkacak, sonunda bir başkasının hatıralarını tükettiği bir ayine katılacak ve başka âlemleri gösteren bir kitap konacak önüne. Güneş elbet bir gün ölecek. Ve Yeni Güneş elbet bir gün doğacak.
Uzlaştırıcının Pençesi, açığa çıkardığı kadar saklayan ışığın kitabı.