Vladan Boroyeviç, Yugoslav Halk Ordusunda eski bir subay olan ve Yugoslavya'nın çöküşünden sonra iç savaşta öldürüldü diye bildiği babası Nedelko'nun adını Google'da arattığında, karanlık bir aile sırrını keşfeder. Beklenmedik bir anda ortaya çıkan bu hikâye Vladan'ı, kasabada geçen çocukluğuna ve askerî terimleri ilk kez işittiği 1991'in yıkıcı günlerine götürür. Yıllar sonra kahraman bildiği babasının kaçak bir savaş suçlusu olduğunu öğrenmesi Vladan'ı, hayal meyal hatırladığı babasını bulmak için çıkacağı bir Yugoslavya yolculuğuna sürükler. Eski, parçalanmış Yugoslavya topraklarına... Bu yolculuk Vladan'a, ailesinin dağılmasının bir zamanlar hep birlikte yaşadıkları vatanlarının da paramparça olmasıyla ilişkili olduğunu öğretecektir.
Sloven yazar Goran Voynoviç'in cesurca kaleme aldığı, balkanların geçmişini ve bugününü yan yana konu eden Boroyeviç ailesinin hikâyesi, bombalardan kaçmayı başaran ancak savaştan kaçamayan insanların trajik kaderiyle de iç içedir.
"Burası duygusal bir coğrafya. Benim başkentim elbette Lübliyana, diğer başkentlerimse Pula, Bosna'da Visoko, Saraybosna ve ailemin savaştan sonra taşındığı Novi Sad. O kentlerde çok vakit geçirdim, bana yakın insanlar orada yaşadı ve hâlâ yaşıyor. Bu şehirler benim o samimi vatanımın bir parçası ve bütün bunların tamamına daha iyi bir isim bulamadığım için bazen onlara Yugoslavya derim. Her ne kadar Yugoslavya denince herkesin aklına bu gelmese de..."