"‘Çocukluk hatıram yok’: Bu iddiayı kendimden emin bir şekilde, neredeyse meydan okurcasına ortaya koyuyordum. Bu mesele üzerinde bana soru sormaları boşunaydı. Ders programımda yoktu. Bundan muaftım. Bir başka tarih, Büyük olanı, büyük tırpanıyla Tarih, çoktan benim yerime cevap vermişti: savaş, kamplar. "On üç yaşındayken bir hikaye uydurdum, anlattım ve çizdim. Daha sonra, bu hikayeyi unuttum. Yedi yıl önce bir akşam, Venedik’te, birdenbire bu hikayenin adının ‘W’ olduğunu ve bir anlamda, çocukluğumun tarihi değilse de en azından çocukluğumun bir hikayesi olduğunu hatırladım. "Bir anda aklıma gelen başlık dışında, W’yle ilgili hiçbir hatıram yoktu aslında. Bu konuda bildiğim tek şey topu topu iki satırdan ibaret: Ateş Ülkesi’nin bir adacığında, sırıf sporla meşgul olan bir toplumun hayatı."