“Geçmiş ile günümüzü harika bir şekilde yansıtan düşsel bir kurgu.” –The Times
Gustav Meyrink, doğaüstü unsurlara yer veren Avrupalı yazarlar arasında benzerlerinden sıyrılıp çağa damga vuran, ele aldığı okült konuları modern zamanların meselesi hâline getirmekte usta bir isim. Meyrink’in Birinci Dünya Savaşı gibi kritik bir dönemde kaleme aldığı romanı Walpurgis Gecesi, maddiyat ile maneviyatın kesiştiği, tarihte gerçekten yaşanmış olayların dönüşerek hortladığı, kadim efsanelerin geri gelip modern çağı altüst ettiği, gotik ve politik bir anlatı.
Yıl 1917. Savaş Avrupa’yı mahvediyor. Rus Çarlığı bir devrimin eşiğinde. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu çökmek üzere. Takvimler Walpurgis Gecesi’ni gösteriyor. Prag’ın kasvetli sokaklarında ayaktakımı, şiddetli bir isyan başlatarak soyluları katletmenin planlarını yapıyor. Gizemli bir kahramanın önderliğinde; düş, gerçeklik, delilik ve büyü arasında gidip gelen müphem bir atmosferde, Prag kan gölüne dönüyor.
Kan, Prag’ın gerçek kaynak suyu.