Konunun odak noktası, Pugaçev'in önderliğinde 1773'te patlak veren büyük bir köylü ayaklanmasıdır.
Emelyan Pugaçev adlı isyancı köylü önderi, Don ve Ural Kazaklarının başına geçerek, üzerine gönderilen 25 bin kişilik Çar ordusunu bozguna uğratır. Düzensiz bir halk ordusunun başında kırlardan kentlere doğru yürüyüşe geçer, birçok kenti kuşatır, Moskova kapılarına dayanır, çarlığı ta temelinden sarsacak bir güce erişir.
Puşkin işte böylesine hareketli bir ayaklanma dönemini anlatırken, biçimsel sivriliklerden kaçınarak devrimci özü yetkin bir sanatsal bileşimle kaynaştırır. Getirdiği derin devrimci eleştiriyi bu artistik becerisi sayesinde kitlelere en yalın ve en özlü bir biçimde iletir. 'Yüzbaşı'nın Kızı' işte bu açıdan da Rus Edebiyatında, çarlığın katı sansürünün nasıl etkisiz kılındığının parlak bir örneğidir.