Türkçenin büyük ustası Salah Birsel, 1980-85 arası kaleme aldığı günlüklerinde yaşlılık günlerinin titiz bir kaydını tutuyor.Yaşlılık Günlüğü müşkülpesent olduğu kadar babacan, muzip olduğu kadar da ciddi bir dil aşığının, Salah Birsel’in benzersiz üslubuna ve gündelik hayata, edebiyata, yaşlılığa ve belleğe dair gözlemlerine tanıklığa davet ediyor okurunu.Hacivat Günlüğü’nün devamı niteliğindeki bu eser, yazmanın şehvetini ve yaşlanmanın kederini derinden hisseden bir yazarın iç dünyasını ve eserlerini bütünlüklü bir biçimde kavramak için de anahtar işlevi görüyor.
Yaşlılık Günlüğü’nde tüm renkleriyle insan, tüm zorluğu ve güzelliğiyle yaşam var.
“Kitaplar ayışığıdır, fanuslu ağır lambadır.‘Yandım Şeker’ oyun havasıdır. Sıkılıp suyu içilmemişse bile, yarılmış, bir yerlerinin tadına bakılmıştır. Sonra da yemeye kıyılamayıp rafa kaldırılmıştır. Ama bilirsiniz ki o kafası ayarlı sizindir, sizin sevgilinizdir. Onu istediğiniz vakit çekip okuyabilirsiniz.