Claire Bishop, Yapay Cehennemler’de katılımcı sanatın soyağacını çıkarıyor. İtalyan Fütürizmi’nden Rus Konstrüktivizmi’ne, Dada’dan Sitüasyonizm’e uzanan bir tarihsel güzergâh boyunca çağdaş sanatta katılımcılığın izini süren ve eleştirisini sunan Bishop, estetiğin etikle yüzleşmesinde 1990’lı yılları “sosyal bir dönemeç” olarak tanımlıyor ve sanatçının özerkliğinin, işbirliğine dayalı sanatın eleştirel damarının ayrılmaz bir parçası olduğunu öne sürüyor.
Sitüasyonist Enternasyonal’dan Doğu Avrupa, Arjantin ve Paris’teki Happening’lere, 1970’lerin Topluluk Sanatları hareketinden Thomas Hirschhorn, Tania Bruguera ve Paul Chan gibi sanatçıların uzun vadeli eğitim projelerine kadar katılımcı estetiğin kritik uğrak noktalarının derinlemesine ele alındığı Yapay Cehennemler, ilk yayımlandığında sanat çevrelerinde pek çok tartışmaya yol açmıştı.
“Çağdaş sanatçıların iyi niyetleri çoğunlukla cehenneme giden yolun taşlarını döşüyor. Claire Bishop onların peşinden gidiyor ve okurlarını yolculuğu boyunca gördüğü şeylerden duyduğu heyecanı paylaşmaya davet ediyor. Yapay Cehennemler geniş bir tarihsel bilgiyi tekil sanatsal pratiklerin keskin analizleriyle birleştiriyor. O kadar iyi yapıyor ki bunu, kitabı bitirdiğimizde cehennemi sevmeye başladığımızı fark ediyoruz tabii yapay kaldığı sürece.”
– Boris Groys /Claire Bishop, New York’taki CUNY Graduate Center Sanat Tarihi Doktora Programı’nda doçent.