100.000 yıl önce ateşi kontrol altına aldık, böylece dile uzanan yola girdik.
10.000 yıl önce tarımı geliştirdik, böylece yerleşik hayata geçip şehirler kurduk ve toprak savaşlarına giriştik.
5000 yıl önce tekerleği ve yazıyı icat ettik, böylece ulus devlet anlayışını geliştirdik.
Şimdi ise yu¨kselen teknolojiyle birlikte yeni ve dördu¨ncu¨ bir çağın, yapay zekâ çağının başlangıcındayız. Fakat buraya birdenbire gelmedik. Byron Reese insanlığın yapay zekâ çağına uzanan bu çok uzun ve meşakkatli geçmişini incelemekle başlıyor; insanlık adına kazandığımız bu¨tu¨n savaşlardan ve geçtiğimiz bu¨tu¨n yollardan sonra nihayet bugu¨ne, bilgisayarların ve makinelerin yu¨zyılına geliyor.
Yapay zekâ ve robotik bilimi, tarihin bu dönu¨m noktasındaki yol göstericilerimiz ve bilimin bu yu¨kselen yıldızlarına sormamız gereken çok fazla soru var: Bizler, insan olarak birer makine miyiz? Bilgisayarlar herhangi bir şey hissedebilir mi? Bilinç kazanmaları mu¨mku¨n mu¨? Eğer bilinçlenirlerse, bu bizi bir insan-robot savaşına yönlendirir mi? Peki ya etiğin bu¨tu¨n bunlar u¨zerindeki etkisi nedir? Tarihi arka plandan mu¨hendislikteki son gelişmelere, felsefeden sinema ve dizi sektöru¨ndeki yansımasına kadar yapay zekânın yolculuğu Yapay Zekâ Çağı’nda sizi bekliyor.
“Yapay Zekâ Çağı sadece yapay zekânın yu¨kselişinin bizim için ne anlama geldiğini tartışmakla kalmıyor, aynı zamanda okurları önyargılarına meydan okumaya zorluyor. Ve tu¨m bunları hem eğlenceli hem de ilgi çekici bir şekilde yapmayı başarıyor.”