Geldin, burayı gördün. “Yazmalıyım,” dedin kendi kendine. Burada kaybolmamak, belleğindekileri yitirmemek, sahip olduklarını sımsıkı tutarak onlara yeniden sahip olmak için
yazmalıydın.
Cezaevinden farksız bir şehir ve gardiyanlardan farksız bürokratlar, yarım bırakılmış bir aşk, yazılmakta olan bir roman, edebiyatın sularında yüzmeye çalışan küçük öyküler, gençliğin sonu, bir tutuklu yazarın poetikasından yansıyanlar, yazma sorunları, has edebiyatın ardında sürüklenen hayatlar, kişilik yarılmaları, arayışlar, şizofreniye açılan kapılar...
Ethem Baran, Yarım’da, bir sınır şehrinin uzaklığında kaybolan bir yazarın, aradığı roman kahramanıyla karşılaşmasının şaşırtıcı hikâyesini anlatırken, okuru beklenmedik bir sona hazırlıyor.