20. yüzyılın ilk yarısında ürettiği eserlerle tüm dünyada ismini duyurmuş bir yazar,
Norveç’in en etkili kadın kalemi,
1928 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi, Sigrid Undset!
Ve onun edebi kimliğinden ziyade mücadeleci ruhunu yansıtan bir varoluş anlatısı, II. Dünya Savaşı sırasında Nazilerin anavatanı Norveç’i işgal etmesiyle başlayan bir sürgünün notları. Yaşamının en kesin, en keskin ve yalın öyküsü... Yarına Dönüş!
1930’lardan beri net bir Nazi karşıtı olan Sigrid Undset’in Norveç işgaliyle birlikte güvende olmayacağı açıktır; suikast ya da doğrudan bir ölüm yakındır.
Kızı savaştan hemen önce ölmüş, büyük oğlu Alman saldırısında öldürülmüştür. Küçük oğluyla birlikte Undset; İsveç, Rusya ve Japonya üzerinden Amerika’ya ulaşmalıdır.
Ve not almaya başlar Sigrid Undset... Edebi metinlerindeki dilinin girift yapısını terk edip en yalın ifadeleri tercih edecektir; ardı ardına yaşadığı büyük travmalar sonrasında bu kadın, tüm duyguları reddedercesine bir arınmaya girecek ve çevresini betimleyecektir. Hep vatanseverdi ama sanki artık daha bir vatanseverdir. Hep nesnel betimlemelerle dünyayı aktarmayı severdi ama artık bir terapi içerisindeymiş gibi kendisinden uzaklaşmayı isteyecek; kendisinden başka her şeyi kâğıda dökecektir.
Sigrid Undset hep büyüktü ama artık kendisinden vazgeçerek daha bir tanrıça hükmüne bürünecektir. Savaş karşıtı bir savaşçı, devleşen bir tanrıça...
Üstat Tahsin Yücel’in çevirisiyle 1954 yılında Varlık Cep Kitapları’ndan çıkan kısa özet-derleme halini saymazsak;
Yarına Dönüş, Türkçeye bütün haliyle ilk kez çevrildi ve karşınızda...
Fihrist, Undset’e saygısını sunar ve sizlere iyi okumalar diler.