Bu kitabı okuduktan sonra Ankara’yı sadece gezmeyeceksiniz!
Dikmen sırtları. Mustafa Kemal ve arkadaşlarına, “Hoş geldiniz!” diye bağıracak, bir asır öncesine gideceksiniz!
St. Petersburg Meydanı. Özçekim yapacak, “Burası Ankara mı?” diye sorduracaksınız!
Taut. Mimar. Özgürlük senfonisi yazmış. Keyif ve gururla dinleyeceksiniz!
Egli. O da mimar. İzlerinin peşine düşecek, yorulacak ama bitirmek isteyeceksiniz!
İstasyondaki ev. Merdivenleri çıkacaksınız, ihanet; çıktığı odadaki lambayı yakacaksınız, bağlılık...
İnanın bana, ikisini de tüm yoğunluğuyla hissedeceksiniz!
Başka?
Tarih, resim-heykel, balon, dans-sevdiğinizle veya kelebeklerle, çiçek… Yok! Tüm kitabı sayamayacağım!
Sözün özü;
Arka kapağını okuduğunuz bu kitap, Başkent Ankara’yı anlatıyor. Farklı bakmanız, derinden hissetmeniz ve iyice yaşamanız için.