Ben romanlarımda çok sert realitelere dokundum.”
Bir imparatorluk, yavaş yavaş tarih sahnesinden çekilmeye başladı mı sadece siyasi haritalar değişmez. Bozulan devlet yapısı, toplumsal dinamikleri de altüst eder. Kemal Tahir, Yediçınar Yaylası ile Osmanlı’nın dağılma sürecine girdiği o korkulu zaman tünelinde taşranın ahlaki ve iktisadi buhranlarına eğiliyor. Siyasi ve sivil kurumların, dağılan imparatorluğun tozu dumanı içinde yozlaşmasının insanı savurduğu karanlığı gözler önüne seriyor. Tarihin akmayı bırakıp durgun bir su birikintisi haline geldiği Osmanlı taşrasının derinine, o suyun dibine keskin bir bakış atıyor Kemal Tahir.
“Romancı; konusunu, kişilerini, meselesini romancı gücüyle hayattan çeker; roman platformuna getirir. Bunlar, bu platformda artık hayattaki olaylar, kişiler, düşünceler değillerdir. Ne kadar romana yaklaşırlarsa o kadar reel olurlar. Ne kadar ham kalırlarsa o kadar gerçekten uzak…